Yesemek Açık Hava Müzesi
1 sayfadaki 1 sayfası
Yesemek Açık Hava Müzesi
Ülkemizin en önemli tarihi ve turistik eserlerinden biri olan Yesemek Açık Hava Müzesi , Gaziantep'in İslahiye ilçesinin 22 km. güneydoğusundadır. Gaziantep'e 113 km uzunluğunda asfalt bir yolla bağlanmıştır.
Tarihte bilinen ilk açıkhava heykel atelyesi olan Yesemek , Hitit İmparatoru Şuppillulima zamanında M.Ö. 1375-1335 yılları arasında açılmış ve burada bölgenin yerli halkı olan Hurlar çalışmışlardır. Atelyenin takriben bir kilometre batısında taşçı ustalarının , işçilerin evleri ve muhtelif aletleri (taş çekici ,balyoz ,taş kalemi v.b.) bulunmuştur.
Eski yakın doğunun en büyük açıkhava heykel atelyesi ve taşocağı olduğu , aynı zamanda bir heykel okulu niteliği de taşıdığı kimi kaynaklarda ayrıca belirtilmiştir. Atelyenin burada kurulmasının sebebi , bu bölgede araziye menekşemsi gri rengini veren ,Dolarit diye de adlandırılan ,çok kaliteli bir bazalt damarı olmasıdır.
Taşocağından çıkarılan bu taşlar , dağın yanındaki heykel atelyesine gelmekte ve burada , öncelikle, şekiller şablonlar yardımıyla taş bloklarının üzerine çizilmekteydi. İkinci aşamada şeklin konturları kabaca belirlenmekte ve bazı detaylar işlenmekteydi. Üçüncü aşamada detaylar daha da özenli işlenmekte ve heykel ince perdahlanarak son haline getirilmekteydi.
Heykelin son rötuşlarının kullanıldığı mimari mekanda yapıldığı ,yakın çevrede yapılan kazılarda (Zincirli-Sakçagözü) bitmiş heykellerin (Sfenks) bulunmasından anlaşılmaktadır. Sfenkslerde Mısır Uygarlığı etkisi göze çarpmaktadır. Zaten Yesemek ve havalisi (İslahiye) , Anadolu ile Mısır'ı biribirine bağlayan yol üzerindedir ve bir çok savaşa sahne olmuştur.
M.Ö. 8. Yüzyılın sonlarında bölge Hititler'in elinden çıkıp Asurlular egemenliğine girdiğinde taş ocağı ve heykel atelyesi işlerliğini yitirmiş ve çalışan halk burayı terketmiştir. O zamandan ,1890 yılında Zincirli Höyük'ünde kazılar yapmakta olan Felix Von Luschan 'ın burayı keşfetmesine kadar , Yesemek susmuş ve beklemiştir. Felix yazılarında Yesemek'ten bir kaç cümle ile bahsetmiştir.
En nihayet , 1958-1961 yılları arasında Prof. Dr. Bahadır Alkım ve 90'lı yıllarda da Arkeolog İlhan Temizsoy ,Yesemek'te bulunan 300 adet heykel (Sfenksler-Arslanlar ve Dağ Tanrıları) ve yontuyu(taslak) gün ışığına çıkartmışlardır. Bu eserlerin bir kısmı Gaziantep Müzesi'nde , çoğunluğu da Yesemek Açık Hava Müzesi'nde sergilenmektedir.
Yesemek Taşocağı'nın tasviri:
İslahiye'nin 14 km. kuş uçuşu güneydoğusunda, Zincirli'nin ise (Sam'al Beyliği), 19 km. güneydoğusunda bulunan Yesemek Taşocağı ve Hitit heykel atölyesi, üstü fundalık kaplı "Karatepe Sırtı"nın batı yamacında, yaklaşık 300x400 m. boyutundaki bir alanı kaplamaktadır. Yesemek köyü, gün geçtikçe Karatepe sırtına doğru geliştiğinden, köy bir süre önce taşocağından 200-300 m. uzaktayken, bugün adeta taşocağının yanı başına kadar uzanmış bulunmaktadır. Yesemek Taşocağı'nın malzemesini volkanik taş olan bazalt oluşturmaktadır. Buradaki bazalt gayet sert olup çok ince gözenekleri vardır. Yesemek heykel atölyesinin önemi, yalnız zengin bir taşocağının varlığı değil, aynı zamanda Eski Yakındoğu'nun en büyük atölyesinin bulunuşundan kaynaklanmaktadır. Ocakta, 200'den (günümüzde 400’den) fazla heykel atölyesinin taslağı, kısmen toprak üstü araştırılması, kısmen sondaj ve kısmen de kazı yapma suretiyle meydana çıkarıldı. Yesemek heykel atölyesinde üç işçilik evresini ayırt etmek mümkündür. Birinci evrede, taslaklar kabaca biçimlendirilmekte, ikinci evrede yer yer perdahlamaya geçilerek bazı ayrıntıların işlenmesine geçilmektedir. Üçüncü evrede ise, heykel taslağındaki detaylar biraz daha artırılarak perdahlaması yapılıyordu. Heykel taslaklarının son şeklini almaları, gönderildikleri yerde ve normal konumlarını aldıktan sonra yapılıyordu. Yesemek heykel atölyesindeki taslakların tipolojik sınıflaması ise şöyleydi:
A-Kapı aslanları, B- Sfenks taslakları, C- Yuvarlak heykel taslakları, D- Kabartma taslakları, E- Diğer kabartma taslakları. F- Mimarlık parçaları.
Prof. Dr. Bahadır Alkım. "Yesemek Taşocağı ve Heykel Atölyesi"
Günümüzde Yesemek
Örnek köy: Yesemek
OPET, Türkiye'nin ilk açık hava müzesi, Hitit Heykel Atölyesi'ni canlandırırken, Yesemek de 'örnek köy' kapsamına alındı.
OPET'in, geçtiğimiz Nisan ayında Mardin'de Dara Harabeleri'nin bulunduğu Dara köyünde hayata geçirilen ilk "Örnek Köy" uygulamasından sonra, şimdi de Gaziantep'in İslahiye ilçesinde bulunan Yesemek köyü "Örnek Köy" olarak seçildi. Bu projeyle, uzak köylerin yakına gelmesi, kendi kendine yetmesi, tarihi, coğrafi veya kültürel potansiyelinin değerlendirilmesinin yanı sıra, eğitim düzeyinin yükselmesi ve çevre bilincinin gelişmesi gibi toplumsal göstergeler de hedefleniyor.
OPET tarafından, Yesemek Açık Hava Müzesi'nde öncelikle eserler üzerinde doğanın tahribatını engelleyecek çalışmalar gerçekleştirildi. Bunun yanı sıra da toprak tarafından kısmen örtülmüş ve yıkılmış heykeller kaldırılarak, ziyaretçilerin Açık Hava Müzesi'ni rahat gezmesini sağlamak üzere, alanda teraslar oluşturuldu. Yeşillendirme çalışmaları yapılarak, oluşturan şelale ile manzara renklendirildi ve Açık Hava Müzesi'ne hakim bir tepeye, seyir amaçlı teras düzenlemesi yapıldı. Ayrıca, Yesemek köyünde, kullanılmayan bir bina restore edilerek, Kültür Merkezi haline getirildi. Ayrıca köyde mevcut okula bilgisayar laboratuarı ve kütüphane kuruldu. Kültür Merkezi'ne yaz aylarında Açık Hava Müzesi'nde kazı çalışmaları yapacak öğrencilerin konaklamaları için mekan oluşturuldu.
Yerel halkın "Heykel Tarlası" adını verdiği Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesi Açık Hava Müzesi'nde, ortaya çıkarılan yaklaşık 300 heykelin yanı sıra toprak altında da çoğu gün ışığına çıkmayı bekleyen eserler bulunuyor
YESEMEK TAŞOCAĞI VE HEYKEL ATÖLYESİ
Hitit İmparatorluğu'na dair önemli bilgiler vermesi beklenen Yesemek Taşocağı ve Heykel Atölyesi, Gaziantep'in İslahiye ilçesinin yaklaşık 20 kilometre güneydoğusunda bulunuyor. Yesemek Heykel Atölyesi?nin önemi zengin bir taşocağı olduğu kadar Eski Yakındoğu'nun en büyük atölyesi olmasıdır. Taşocağının malzemesini çok ince gözenekli volkanik bir taş olan bazalt oluşturmaktadır.
Ortaya çıkarılan yaklaşık 300 heykel incelendiğinde, üç işçilik evresi gözlenmektedir. Birinci evredeki taslaklar kabaca biçimlendirilmiş; ikinci evrede ise yer yer perdahlanmaya geçilerek bazı ayrıntıların işlenmeye başladığı görülmektedir. Üçüncü devrede ise heykel taslağındaki detaylar artırılmakta, perdahlaması yapılmaktaydı. Yesemek'teki atölyede yer alan taslaklar, gönderildikleri ve konumlandırıldıkları yerde tamamlanıyordu. Atölyedeki taslakları tipolojik olarak,
Kapı aslanları
Sfenks taslakları
Yuvarlak heykeller
Kabartma taslakları
Farklı tarzda kabartmalar
Mimarlık parçaları olarak sınıflandırmak mümkün.
Tarihte bilinen ilk açıkhava heykel atelyesi olan Yesemek , Hitit İmparatoru Şuppillulima zamanında M.Ö. 1375-1335 yılları arasında açılmış ve burada bölgenin yerli halkı olan Hurlar çalışmışlardır. Atelyenin takriben bir kilometre batısında taşçı ustalarının , işçilerin evleri ve muhtelif aletleri (taş çekici ,balyoz ,taş kalemi v.b.) bulunmuştur.
Eski yakın doğunun en büyük açıkhava heykel atelyesi ve taşocağı olduğu , aynı zamanda bir heykel okulu niteliği de taşıdığı kimi kaynaklarda ayrıca belirtilmiştir. Atelyenin burada kurulmasının sebebi , bu bölgede araziye menekşemsi gri rengini veren ,Dolarit diye de adlandırılan ,çok kaliteli bir bazalt damarı olmasıdır.
Taşocağından çıkarılan bu taşlar , dağın yanındaki heykel atelyesine gelmekte ve burada , öncelikle, şekiller şablonlar yardımıyla taş bloklarının üzerine çizilmekteydi. İkinci aşamada şeklin konturları kabaca belirlenmekte ve bazı detaylar işlenmekteydi. Üçüncü aşamada detaylar daha da özenli işlenmekte ve heykel ince perdahlanarak son haline getirilmekteydi.
Heykelin son rötuşlarının kullanıldığı mimari mekanda yapıldığı ,yakın çevrede yapılan kazılarda (Zincirli-Sakçagözü) bitmiş heykellerin (Sfenks) bulunmasından anlaşılmaktadır. Sfenkslerde Mısır Uygarlığı etkisi göze çarpmaktadır. Zaten Yesemek ve havalisi (İslahiye) , Anadolu ile Mısır'ı biribirine bağlayan yol üzerindedir ve bir çok savaşa sahne olmuştur.
M.Ö. 8. Yüzyılın sonlarında bölge Hititler'in elinden çıkıp Asurlular egemenliğine girdiğinde taş ocağı ve heykel atelyesi işlerliğini yitirmiş ve çalışan halk burayı terketmiştir. O zamandan ,1890 yılında Zincirli Höyük'ünde kazılar yapmakta olan Felix Von Luschan 'ın burayı keşfetmesine kadar , Yesemek susmuş ve beklemiştir. Felix yazılarında Yesemek'ten bir kaç cümle ile bahsetmiştir.
En nihayet , 1958-1961 yılları arasında Prof. Dr. Bahadır Alkım ve 90'lı yıllarda da Arkeolog İlhan Temizsoy ,Yesemek'te bulunan 300 adet heykel (Sfenksler-Arslanlar ve Dağ Tanrıları) ve yontuyu(taslak) gün ışığına çıkartmışlardır. Bu eserlerin bir kısmı Gaziantep Müzesi'nde , çoğunluğu da Yesemek Açık Hava Müzesi'nde sergilenmektedir.
Yesemek Taşocağı'nın tasviri:
İslahiye'nin 14 km. kuş uçuşu güneydoğusunda, Zincirli'nin ise (Sam'al Beyliği), 19 km. güneydoğusunda bulunan Yesemek Taşocağı ve Hitit heykel atölyesi, üstü fundalık kaplı "Karatepe Sırtı"nın batı yamacında, yaklaşık 300x400 m. boyutundaki bir alanı kaplamaktadır. Yesemek köyü, gün geçtikçe Karatepe sırtına doğru geliştiğinden, köy bir süre önce taşocağından 200-300 m. uzaktayken, bugün adeta taşocağının yanı başına kadar uzanmış bulunmaktadır. Yesemek Taşocağı'nın malzemesini volkanik taş olan bazalt oluşturmaktadır. Buradaki bazalt gayet sert olup çok ince gözenekleri vardır. Yesemek heykel atölyesinin önemi, yalnız zengin bir taşocağının varlığı değil, aynı zamanda Eski Yakındoğu'nun en büyük atölyesinin bulunuşundan kaynaklanmaktadır. Ocakta, 200'den (günümüzde 400’den) fazla heykel atölyesinin taslağı, kısmen toprak üstü araştırılması, kısmen sondaj ve kısmen de kazı yapma suretiyle meydana çıkarıldı. Yesemek heykel atölyesinde üç işçilik evresini ayırt etmek mümkündür. Birinci evrede, taslaklar kabaca biçimlendirilmekte, ikinci evrede yer yer perdahlamaya geçilerek bazı ayrıntıların işlenmesine geçilmektedir. Üçüncü evrede ise, heykel taslağındaki detaylar biraz daha artırılarak perdahlaması yapılıyordu. Heykel taslaklarının son şeklini almaları, gönderildikleri yerde ve normal konumlarını aldıktan sonra yapılıyordu. Yesemek heykel atölyesindeki taslakların tipolojik sınıflaması ise şöyleydi:
A-Kapı aslanları, B- Sfenks taslakları, C- Yuvarlak heykel taslakları, D- Kabartma taslakları, E- Diğer kabartma taslakları. F- Mimarlık parçaları.
Prof. Dr. Bahadır Alkım. "Yesemek Taşocağı ve Heykel Atölyesi"
Günümüzde Yesemek
Örnek köy: Yesemek
OPET, Türkiye'nin ilk açık hava müzesi, Hitit Heykel Atölyesi'ni canlandırırken, Yesemek de 'örnek köy' kapsamına alındı.
OPET'in, geçtiğimiz Nisan ayında Mardin'de Dara Harabeleri'nin bulunduğu Dara köyünde hayata geçirilen ilk "Örnek Köy" uygulamasından sonra, şimdi de Gaziantep'in İslahiye ilçesinde bulunan Yesemek köyü "Örnek Köy" olarak seçildi. Bu projeyle, uzak köylerin yakına gelmesi, kendi kendine yetmesi, tarihi, coğrafi veya kültürel potansiyelinin değerlendirilmesinin yanı sıra, eğitim düzeyinin yükselmesi ve çevre bilincinin gelişmesi gibi toplumsal göstergeler de hedefleniyor.
OPET tarafından, Yesemek Açık Hava Müzesi'nde öncelikle eserler üzerinde doğanın tahribatını engelleyecek çalışmalar gerçekleştirildi. Bunun yanı sıra da toprak tarafından kısmen örtülmüş ve yıkılmış heykeller kaldırılarak, ziyaretçilerin Açık Hava Müzesi'ni rahat gezmesini sağlamak üzere, alanda teraslar oluşturuldu. Yeşillendirme çalışmaları yapılarak, oluşturan şelale ile manzara renklendirildi ve Açık Hava Müzesi'ne hakim bir tepeye, seyir amaçlı teras düzenlemesi yapıldı. Ayrıca, Yesemek köyünde, kullanılmayan bir bina restore edilerek, Kültür Merkezi haline getirildi. Ayrıca köyde mevcut okula bilgisayar laboratuarı ve kütüphane kuruldu. Kültür Merkezi'ne yaz aylarında Açık Hava Müzesi'nde kazı çalışmaları yapacak öğrencilerin konaklamaları için mekan oluşturuldu.
Yerel halkın "Heykel Tarlası" adını verdiği Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesi Açık Hava Müzesi'nde, ortaya çıkarılan yaklaşık 300 heykelin yanı sıra toprak altında da çoğu gün ışığına çıkmayı bekleyen eserler bulunuyor
YESEMEK TAŞOCAĞI VE HEYKEL ATÖLYESİ
Hitit İmparatorluğu'na dair önemli bilgiler vermesi beklenen Yesemek Taşocağı ve Heykel Atölyesi, Gaziantep'in İslahiye ilçesinin yaklaşık 20 kilometre güneydoğusunda bulunuyor. Yesemek Heykel Atölyesi?nin önemi zengin bir taşocağı olduğu kadar Eski Yakındoğu'nun en büyük atölyesi olmasıdır. Taşocağının malzemesini çok ince gözenekli volkanik bir taş olan bazalt oluşturmaktadır.
Ortaya çıkarılan yaklaşık 300 heykel incelendiğinde, üç işçilik evresi gözlenmektedir. Birinci evredeki taslaklar kabaca biçimlendirilmiş; ikinci evrede ise yer yer perdahlanmaya geçilerek bazı ayrıntıların işlenmeye başladığı görülmektedir. Üçüncü devrede ise heykel taslağındaki detaylar artırılmakta, perdahlaması yapılmaktaydı. Yesemek'teki atölyede yer alan taslaklar, gönderildikleri ve konumlandırıldıkları yerde tamamlanıyordu. Atölyedeki taslakları tipolojik olarak,
Kapı aslanları
Sfenks taslakları
Yuvarlak heykeller
Kabartma taslakları
Farklı tarzda kabartmalar
Mimarlık parçaları olarak sınıflandırmak mümkün.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz